Bayram, çocuklar için her zaman neşe ve mutluluk kaynağı olmuştur. Bayram şekeri toplamak, küçüklerin en büyük heyecanlarından biridir. Ancak, bu yıl bayram coşkusu, 5 yaşındaki Sinan'ın hazin ölümüyle gölgelendi. Sinan, bayramın neşesi olmak için pazar günü erkenden dışarı çıkmıştı. Gözleri parlayan küçük çocuk, komşularının kapı kapı şeker dağıtacağı hayalini kurmuştu. Ne yazık ki, bu masum sevinç, bir trafik kazasıyla son buldu.
Olay, Sinan'ın ailesinin yaşadığı mahallede meydana geldi. Bayramın ilk günü, çocuklar genellikle birbirleriyle heyecanla dolaşır, kapı kapı şeker toplarlar. Sinan da bu neşeli geleneği yaşamak için sabah erken saatlerde dışarı çıktı. Komşularından topladığı şekerlerle sevinç içinde eve dönerken, aniden gelişen bir trafik kazasıyla karşılaştı. Mahallede hız yapan bir aracın Sinan'a çarpması, ona hayatının en güzel gününde ağır bir darbe indirdi. Aile, kahraman çocuklarının bayram sevinci için eve döneceğini düşünürken, acı haberle yıkıldılar.
Sinan'ın ailesi, yaşadıkları bu dayanılmaz acıyı anlatırken, mahalle sakinleri de oldukça üzgün. Komşu çocuklar, Sinan'ın bayramda ne kadar mutlu olduğunu ve herkesle nasıl paylaştığını anlatarak gözyaşlarına boğuldular. Aile, çocukların güvenliğini sağlamak için trafik kurallarının uygulanması gerektiğinin altını çiziyor. Bu trajik olay, toplumda yapılan trafik kontrollerinin yetersiz olduğu eleştirilerini de yeniden gündeme getirdi. Çocukların güvenliği için daha fazla önlem alınması gerektiği yönündeki talepler artıyor.
Olayın hemen ardından yerel yönetimin, çocukların güvenliğini artırmak için yeni tedbirler alma sözü vermesi, aile için bir nebze de olsa teselli sağladı. Sinan’ın okul arkadaşları ve öğretmenleri, bu konudaki duyarlılıklarını artırarak, benzer durumların yaşanmaması adına farkındalık çalışmaları yapma kararı aldılar. Sinan’ın öğretmeni, "Onun neşesi okulumuza ve mahallemize her zaman yansıdı. Unutulmaz bir kayıp" diye konuştu.
Bu acı hikaye, bayramların sadece sevinç ve mutlulukla değil, aynı zamanda dikkatsizlik ve tedbirsizlikle de ilişkilendirilebileceğini hatırlatıyor. Tüm aileler gibi Sinan'ın ailesi de bayramda çocuklarını dışarıda görmenin sevincini yaşarken, bu tür trajedilerin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini bir kez daha vurguluyor. Bayram atmosferi içinde kaybolan bir can, hayatın ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu trajedi, çocukların güvenliği açısından herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğine dair önemli bir hatırlatma niteliği taşımaktadır. Herkesin bayram neşesinden pay alabilmesi için, trafik güvenliği ve genel olarak çocukların korunması konularında daha fazla önlem alınması gerektiği açıktır. Sinan'ın anısının yaşatılması ve yine aynı acıların yaşanmaması adına bu konu üzerinde durulması, toplumsal bir sorumluluk haline gelmiştir. Bayram süresince çocukların güvenliği için gerekli tedbirlerin alınması, hem aileler hem de mahalle sakinleri için en büyük öncelik olmalıdır.
Son olarak, Sinan’ı ve diğer tüm çocuklarımızı kaybetmenin verdiği acıyı unutmadan, onların hatıralarını yaşatmak için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği bir kez daha hatırlanmalıdır. Sinan gibi hayalleri olan masum yavruların, bir daha böyle bir acıyla karşılaşmaması için toplum olarak daha sorumlu adımlar atılması elzemdir. Bayramlar, bu tür üzüntülerin yaşanmadığı, sevginin, bir arada olmanın ve paylaşmanın coşkusunun yaşandığı günler olmalıdır.