Türkiye'de istihdam piyasası sürekli bir değişim içerisinde. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), son yayınladığı raporla 2023 yılında en çok işçi aranan meslekleri belirleyerek dikkatleri üzerine çekti. Bu raporda özellikle bazı sektörlerde ciddi iş gücü açıklarının yaşandığı gözlemleniyor. Peki, bu meslekler neler ve bu duruma ne gibi etkenler sebep oluyor? İşte detaylar.
İŞKUR'un verilerine göre, 2023 yılında en çok aranan meslek grupları arasında sağlık, mühendislik, bilişim teknolojileri ve inşaat sektörleri öne çıkmakta. Özellikle hemşirelik ve hekimlik gibi sağlık sektörüne yönelik mesleklerde var olan açık, pandemi sürecinin etkilerinin devam etmesiyle birlikte artış göstermiştir. Bilişim alanında ise yazılım uzmanları, veri analistleri ve siber güvenlik uzmanlarına olan talep, dijital dönüşümün hız kazanmasıyla birlikte her geçen yıl artmaktadır.
Ayrıca, inşaat sektöründe de kalifiye iş gücüne olan ihtiyaç hat safhaya çıkmıştır. Mimar ve inşaat mühendisleri, sektördeki projelerin artmasıyla beraber aranan meslekler listesinde üst sıralarda yer almakta. Ülkenin büyüyen inşaat projeleri, bu mesleklere olan ihtiyacı da artırıyor. İşin diğer boyutunda ise, bu mesleklerde nitelikli elemana ulaşılamaması ve işgücü kalitesinin düşüklüğü, işverenleri zor durumda bırakmaktadır.
Bu durumun birçok sebebi var. İlk olarak, eğitim sistemi ile iş gücü piyasası arasında ciddi bir kopukluk olduğunun altı çizilmeli. Üniversitelerin sağladığı eğitimlerin büyük bir kısmı, sektörlerin dinamiklerine uygun değil. Mezun olan gençlerin, iş hayatına atıldıklarında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinliklerle donatılmamış olmaları, iş gücü açığını arttıran en büyük etkenlerden biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca, genç nüfusun iş gücünde yeterince yer almadığı ve işsizlik oranlarının yüksekliği, işverenlerin bu pozisyonları doldurmakta zorlanmasına neden olmaktadır.
Öte yandan, iş gücü piyasasında beklentiler de değişikliğe uğramış durumda. İşverenler, sadece diploma değil, aynı zamanda deneyimli ve yetkin elemanlar arıyor. Ancak, mezun olan gençlerin büyük bir kısmı deneyimsiz olduğu için işverenler bu ihtiyacı karşılamakta zorluk çekiyorlar. Bunun yanında, emeklilik gibi doğal nedenlerden dolayı sektörden ayrılan deneyimli çalışanlar da açığı daha da büyütüyor.
Türkiye’nin büyüyen ekonomisi ve yükselen sektörleri ile birlikte, iş gücü arzı ve talebi arasındaki bu dengesizliklerin çözülmesi için hem özel sektöre hem de kamu kuruluşlarına büyük görevler düşüyor. İşgücü eğitimine yönelik projelerin ve mesleki eğitim kurslarının artırılması, gençlerin iş hayatına hazırlanmaları adına büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, üniversitelerin müfredatlarını güncelleyerek, iş dünyasının ihtiyaçlarına daha uyumlu hale getirmesi gerektiği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak, İŞKUR'un açıkladığı verilere göre en çok aranan mesleklerin, Türkiye’nin sosyoekonomik yapısı, eğitim sistemi ve piyasa ihtiyaçlarıyla kurduğu ilişki dikkat çekici bir tablo sunuyor. Hem devletin hem de özel sektörün iş birliği yapması, bu meslek gruplarındaki açıkların kapatılması açısından elzem. Aksi takdirde işsizlik sorununun ve nitelikli eleman eksikliğinin devam edeceği öngörülüyor.
İş gücü piyasasının dinamiklerinin düzenli olarak izlenmesi ve analiz edilmesi, gelecekte yaşanabilecek sorunların önüne geçilebilmesi açısından kritik öneme sahip. İŞKUR'un verileri, sadece güncel duruma dair bilgiler sunmakla kalmayıp, gelecekteki iş gücü stratejilerinin şekillendirilmesinde de büyük rol oynayacak.